Sunday, December 9, 2012

Movie of Sunday :Amelie




Today be the day of good music and good films. When you say good film it's hard to ignore Amélie. I had already mentioned it when I shared it's soundtrack composed by Yann Tiersen. It's is labelled as romantic comedy. But I think there is more than that. It's such a story that you watch with a smile on your face and great sympathy for Amélie in your heart.  She is a victim of misunderstandings and insensitivity of the people around her. Her world is like a whimsical fairy tale. The atmosphere has dreamy blurriness, I don't know if it is the right word to say though. She lives her life with tiny steps and you feel her struggle and hope that she will find her path. When I was watching the film I felt as if she was living in a fish tank all alone. It was kinda irritating coz I thought I was going to explode. I can say I wanted to step inside the movie and talk to her or even better listen to her, let her explain herself. Is there anything worse than being unable to explain yourself. Even, I, categorized as an introvert person, try to write something about me and share it with the world.  Maybe you felt the same the same discomfort against the deaf-like characters in the movie. But if you haven't watched it I don't want to ruin it by telling everything about it. I just want to know if you felt the same things like me? If you do let me know!!!
Btw it must be pointed out that she has her own way of expressing herself by helping others. 


Bugün güzel müzik ve güzel film günü olsun dedik. Ee güzel film denince Amélie es geçilir mi? Daha önce Yann Tiersen'den yaptığım paylaşımda Améli'nin de konusu açılmıştı zaten. Amélie her ne kadar romantik komedi olarak geçse de bence daha fazlasını barındırıyor. Yüzünüzde gülümseme gönlünüzde de Améli'ye karşı sempatiyle izleyebileceğiniz bir film. Yanlış anlamaların ve duygusuzluğun bir kurbanı adeta.  Onun dünyası garip bir peri masalı. Atmosferi de rüyalarda olan bir belirsizliğe sahip sanki. Küçük adımlarla ilerliyor, siz de bunu film boyunca hissediyorsunuz ve onun istediği yolu bulabilmesini ümit ediyorsunuz. Ben izlerken Amélie sanki bir fanusun içinde yaşıyormuş izlenimine kapıldım. Bu durumdan o kadar rahatsız oldum ki bazen patlayacağım zannettim. Şöyle filmin içine dalsam da kolunda tutup bir güzel konuşsam ya da onun konuşmasına, kendini anlatmasına izin verebilsem dedim.  İnsanın kendini anlatamaması kadar can sıkıcı bir durum var mı? Ben bile her ne kadar soğuk, ketum biri olarak adlandırılsam da bir şekilde kendimi ifade edebilmek için bakın bu sayfayı açtım.  Bu yüzden belki siz de benim gibi, bir rahatsızlık hissetmişsinizdir filmdeki duyarsız, ya da ne bileyim kendi halinde karakterler için. Tabi izlemediyseniz daha fazla yorum yapıp da tadını kaçırmayalım. Ama izlediyseniz merak ediyorum acaba siz de öyle hissettiniz mi? 
Bu arada şunu da belirtmek gerekir ki başkalarına yardımcı olarak kendini ifade etme gibi bir çabası da var denebilir.






No comments: