Friday, December 16, 2011

Florence+The Machine

Bugün müzik günü olsun istedim ve iki senedir en çok dinlediğim grupla buna başlıyorum: Florence +The Machine.Takip etmiyorsanız hemen başlayabilirsiniz. Ben hem şarkılarını çok seviyorum hem de kliplerini, üzerine emek harcanmış başlıbaşına  eser her biri. Indie pop band olarak adlandırılıyorlarmış ama bu konuda benim hiçbir fikrim yok, melodisi güzel olduktan sonra her türlü müzik dinlerim ama gidip de hangi türmüş diye araştırmam. Solistimiz üstteki fotoğrafta gördüğümüz 1986 doğumlu Florence Welch. Müziği sihre benzetmiş kendisi. Blogundan aynen aktarıyorum:

“It’s something overwhelming and all-encompassing that fills you up, and you’re either going to explode with it, or you’re just going to disappear.”

"Öylesine baştan çıkarıcıdır ve sizi öylesine sarıp sarmalar ki ya onunla birlikte patlarsınız ya da sönüp gidersiniz." (berbat çevirim için mazur görün).Cosmic Love da hem sözlerini hem müziğini hemm de klibini çok beğendiğim bir şarkı, umarım siz de beğenirsiniz.Anlaşılan müzikle sönüp gitmemiş kendisi gerçek bir patlama yaşamış.



Sunday, December 11, 2011

KREP/CIRIFTA


Bugün öğleye doğru acı acı çalan telefonla ailecek irkildik, bu uzun çalış bir hoşgeldin ziyaretinin habercisiydi. Kahvaltıdan yeni kalkmış olan biz hemen etraftaki pılımızı pırtımızı toplayıp acilinden bir menü oluşturmaya koyulduk. Nitekim bir saat sonra bu sefer kapımız aynı acılıkta çalmaya başladı. Günümüzün geri kalanını mutfakla misafir odası arasında mekik dokuyarak geçirdik. Peki bunun sırrı neydi, bize bu enerji nereden gelmişti? Nefeslerinizi tuttuğunuzu hisseder gibiyim:) ve sizi daha fazla bekletmiyorum zaten yukarıdaki resimden de her şey anlaşılıyor, Krep arkadaşlar k-rep!!!O güzelim kahvaltınızı sağlıklı ve hafif olmaktan birkaç yüz kalori uzaklaştıran o mucizevi birleşim, ananemin deyimiyle -ki o da bağımlısıdır- cırıfta.Tabi biz evropa görmüş insanlar olarak bu kelimeyi kullanmaktan imtina edip ona havalı adıyla sesleniyoruz: Lö krepp:))
Şu da tarifi,

1 su bardağı un/ a glass of flour
1 su bardağı süt/ a glass of milk
yarım su bardağı su/ half a glass of water
2 yumurta/ two eggs
yarım çay kaşığı karbonat/ half teaspoon of baking soda
yarım çay kaşığı tuz / half teaspoon of salt

iyice çırpılır, ısıtılmış tavaya her seferinde bir kepçe olmak üzere dökülür altlı üstlü pişirilir. Pişirmeden önce tavaya az miktarda yağ katabilirsiniz. Çok çabuk piştiği için tavada yalnız bırakılmaya gelmez, aman dikkat!
Bunu tatlısı olur tuzlusu olur her türlü kahvaltılıkla tüketebilirsiniz ya da üşengecin gerçekten keyifli olduğu zamanlarda pişirdiği le sebze dö krep haliyle de tadabilirsiniz. Onun tarifi de bilahare... cidden yoruldukk ama.
Bon Appetit!











The Big Bang Theory: I'm the new homo in town!

Dün Big Bang Theory'nin tekrar bölümlerini seyrederken Sheldon'ın şu esprisiyle koptum ve sizlerle paylaşmak istedim , umarım hoşlanırsınız.Bölümde Leonard, Raj'ın kızkardeşiyle beraber yaşamaya başlar ve bu duruma dayanamayan Raj, Leonard'ın evine yerleşir.Sheldon da bu durumdan gayet hoşnuttur. Bahsettiğim diyalog kısaca şöyle:
P: What happened to Leonard?
S:Same thing that happened to homo erectus, he was replacad by superior species
R: I'm the new homo in town!

Saturday, December 10, 2011

Nam-ı diğer "o"







Düşündümm, düşündümm, biraz daha düşündüm vee blogumuzun da ruhuna uygun bir yazı yazmaya karar verdim. Aslında önce kendimden birkaç cümle ile bahsedeyim. Efenim A'nın "o" diye hitap ettiği, yerli yersiz sapladığı eleştiri oklarıyla gaza getirdiği F'yim ben.Bazı noktalarda haklı olduğunu kabul etsem de blogun fikir babalığını üstlenmesine ve bu konuda beni taklitçilikle suçlamasına karşı çıkıyorum. Tek amacım hayatında hevesle başlamış olduğu işlerin yüzde doksanını yarım bırakmış, yüzde beşini de teoriden öteye geçirememiş bir kardeşe yardım elini uzatmaktı..
Gelelim asıl yazımıza. Yukarıda da belirttiğim gibi uzun bir içebakıştan sonra beni rahatsız eden, hayatımı somut sebepler olmaksızın karartan, zaman zaman zehir eden bazı noktaları belirlemeye çalıştım. Sonra farkettim ki istediklerimle sahip olduklarım arasındaki uçurum o kadar derin ve benim enerjim o kadar az ki -bir başka deyişle o kadar üşengecim kii- değil o uçurumu kapatmak, kalkıp mutfaktan bir bardak su almaya mecalim yok. Buraya kadar sorun olmadığına karar verdim, çünkü herkesin kendini yorgun hissettiği anlar olabilir, sorun kendimizi bu ruh haline teslim etmemiz. Çözüm? Çözümü ben de bilmiyorum ama içgüdülerime kulak vererek hayatın bir ucundan tutmaya, tutarken de bunları birileriyle paylaşmaya karar verdim. Paylaşmak aslında sorumluluk hissi uyandırıyor umarım devamını getirir de Maldivler ile Ankara arasındaki mesafeyi kısaltırız.
A'ya en içten sevgilerimle.




A'nın tercüme-i hali

Her şey bu muhteşem mekânda hayatımın en güzel aylarını geçirirken başladı. Yabancı bir ülkede insanın geride bıraktıklarıyla ilgili düşünmeye epey fırsatı olduğunu yaşamış ya da duymuşsunuzdur. Günlük hayatın sıkıntılarından, sorumluluklardan ve beklentilerden uzaklaşınca insanın tek derdi kendisi oluyor. İlk başlarda hissettiğiniz yabancılık yerini rahatlığa bırakıyor hemen. Tabii konuyu Evropa'da özgür Türk genci neler yapar temalı bir yazıya bağlamayacağım. Bu daha çok göz yaşartıcı bir içe dönüş ve keşif hikâyesi sevgili okur. Uzun lafın kısası kaç on yıldır bu dünya üzerinde bulunan ama kendi hakkında pek de elle tutulur bir şey bilmeyen birinin serüvenleri. Serüven biraz iddialı bir laf oldu farkındayım. Evet orada başladığım değişim adımlarının diyelim "üşengeçlik" belası yüzünden sekteye uğradığını fark etmemle birlikte bu blogu açmaya karar verdim. Tabii hemen yanıbaşımda tüm adımlarımı izleyen o beliriverdi. O kadar üşengeçti ki kendisine orijinal bir fikir bulmaktansa bunun üzerine yattı. Şimdi bu işi birlikte götürmek zorundayız. Peki amacımız ne? Amacım kendime biraz dışarıdan bakmak. Neler yapıyorum, neleri erteliyorum, tüm bunları görebilmek ve her gün yeni bir şeyler yapmaya çalışmak. Bu sayfalarda (umarım çokluk ekini hak ederiz) ilgimi çeken her şeye yer vermeye çalışacağım, muhtemelen o da. Şimdilik bu kadar...