Saturday, December 10, 2011

A'nın tercüme-i hali

Her şey bu muhteşem mekânda hayatımın en güzel aylarını geçirirken başladı. Yabancı bir ülkede insanın geride bıraktıklarıyla ilgili düşünmeye epey fırsatı olduğunu yaşamış ya da duymuşsunuzdur. Günlük hayatın sıkıntılarından, sorumluluklardan ve beklentilerden uzaklaşınca insanın tek derdi kendisi oluyor. İlk başlarda hissettiğiniz yabancılık yerini rahatlığa bırakıyor hemen. Tabii konuyu Evropa'da özgür Türk genci neler yapar temalı bir yazıya bağlamayacağım. Bu daha çok göz yaşartıcı bir içe dönüş ve keşif hikâyesi sevgili okur. Uzun lafın kısası kaç on yıldır bu dünya üzerinde bulunan ama kendi hakkında pek de elle tutulur bir şey bilmeyen birinin serüvenleri. Serüven biraz iddialı bir laf oldu farkındayım. Evet orada başladığım değişim adımlarının diyelim "üşengeçlik" belası yüzünden sekteye uğradığını fark etmemle birlikte bu blogu açmaya karar verdim. Tabii hemen yanıbaşımda tüm adımlarımı izleyen o beliriverdi. O kadar üşengeçti ki kendisine orijinal bir fikir bulmaktansa bunun üzerine yattı. Şimdi bu işi birlikte götürmek zorundayız. Peki amacımız ne? Amacım kendime biraz dışarıdan bakmak. Neler yapıyorum, neleri erteliyorum, tüm bunları görebilmek ve her gün yeni bir şeyler yapmaya çalışmak. Bu sayfalarda (umarım çokluk ekini hak ederiz) ilgimi çeken her şeye yer vermeye çalışacağım, muhtemelen o da. Şimdilik bu kadar...

No comments: