Monday, November 5, 2012

Book of Monday: Death with Interruptions

Jose Saramago

Jose Saramago by dominamagna on Polyvore

Recently I met with the books of Jose Saramago. Actually he is very popular. Shame on me that I met him at the age of twenty four. At the bookstore I read first twenty pages of some of his books-Death with Interruptions, The Stone Raft, Seeing and I chose Death with Interruptions. A few days ago I started reading but unfortunately I haven't finished yet. A striking fact about Jose Saramago is his unique language. After twenty pages of a book and you can distinguish his works easily. It certainly requires expertness if you don't accepts it as repetition.
Are you afraid of death? Would you accept it if you are given a chance to live forever? But still there will be sicknesses and you'll get older and older. Not favorable, is it? Living eternally as a sick person doesn't fit for my heaven dreams. Nor for the people of the country of immortals. However there is loophole for them in the book: This immortality thing is limited with their country. But again this situation also causes lots of problems. The answers are, of course, in the book.


Jose Saramago (Bu arada adını başta Hose olarak teleffuz ediyordum ki doğrusunun Juze Serımagu olduğunu öğrendim.) yakınlarda tanıştığım yazarlardan. Nobel ödüllü ve oldukça tanınmış böyle bir yazarı yirmi dört yaşında tanımak da benim ayıbım. Kitapçıda o kadar çok kitabı vardı ki hangisini önce alacağıma karar vermek için birkaç kitabının ilk yirmi sayfasını okudum. Ve önceliği 'Ölüm Bir Varmış Bir Yokmuş' kitabına verdim. Alalı uzun bir zaman olmasına rağmen talihsizliklerden ötürü henüz bitiremedim. Kitabı okuduğum kadarıyla paylaşmadan önce yazarla ve kitaplarıyla ilgili dikkatimi çeken bir konuyu paylaşmak istiyorum: Dili. Öyle bir cümle yapısı ve anlatım tarzı var ki hemen alışıyorsunuz ve nerde görse tanıyacak duruma geliyorsunuz. Eğer bunu dilde tekrara düşme olarak değerlendirmiyorsanız, ustalık olarak değerlendireceğinize eminim.
Ölümden korkar mısınız? Sonsuza kadar yaşama şansı verilseydi size kabul eder miydiniz? Ancak ufak bir sorunla: hastalıklar va yaşlılık da varlığını sürdürecek. Hoşa gitmiyor, değil mi? Hasta ve yaşlı bir insan olarak yaşamaktansa ölmek daha rahat görünüyor. Aynı şey kitaptakiler için de geçerli. Öyle bir noktaya geliniyor ki insanlar ölümü arzuluyor. Sevgili yazar burda biraz merhametli davranmış olacak ki bu hastalıklı ölümsüzlüğü ülke sınırları içinde tutuyor. Ölümü yaklaşan insanlar komşu ülkeye bir adım atsalar ölecekler. Peki bu çözüm oluyor mu? Tabiki hayır. Sorunlar büyüyor da büyüyor. Eğer günlük hayatın spontanlığından biraz olsun kurtulmak istiyorsanız, sizin için de biçilmiş kaftan!

No comments: